Dünyanın hızla artan nüfusunu besleyebilmek için sunulan GDO yöntemi, insanların bağışıklık sistemini zayıflatabiliyor. İçinde çok sayıda katkı maddesi olan ve ‘boş kalori’ deposu olarak anılan gazlı içecekler yerine içinde bulunan kafein ve tanenlerle çay yine benzer bir keyif etkisi yaratabilir.
Bursa Genç Sanayici İş Adamları ve Yöneticileri Derneği'nin (GESİAD) Uludağ Üniversitesi bünyesindeki Bilimsel Araştırmalar Topluluğu (UBİAT), Gıda Topluluğu (Ulugıda), Ziraat Topluluğu (UZİT), Biyoloji Topluluğu (UBİT) ile birlikte düzenlediği ''Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Sempozyumu", Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Ali Karabulut Amfisi'nde gerçekleştirildi. Sempozyuma Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahattin Çetin, GESİAD başkanı Bahadır Özgün, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Uludağ Üniversitesi Genel Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serap Çelikler, GDO'nun hangi alanlarda kullanıldığını anlattı. Gıdalar üzerinde birçok genetik işlem yapıldığını belirten Özçelik, ''Domates, biber gibi birçok sebze ve meyveye uzun ömürlü olmaları ve soğuğa karşı dayanaklı olmaları için birçok genetik işlem yapılıyor. Örneğin soğuğa karşı çok hassas olan domates gibi bitkilere dil balığından izole edilen 'anti-freeze' geni aktarılıyor. Bu gen sayesinde domates soğuğa karşı daha dayanıklı oluyor'' dedi.
Sebze ve meyvelerin yanı sıra hayvansal besinlerde de GDO kullanıldığını söyleyen Çelikler, ''Hayvanların hızlı büyümesi için genlerine müdahale ediliyor. Mesela somon balıklarının kısa sürede büyümesi için müdahaleler yapılıyor. Balık iki haftada normal şartlarda olması gerekenden daha ağır ve büyük oluyor'' diye konuştu.
Sempozyumda daha sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeminur Topal, Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emel İrgil ve Gıda Mühendisleri Odası Genel Başkanı Petek Ataman birer konuşma yaptı.
Yapılan çalışmalar teknolojiden çok ticari amaçlı ve de gereksiz ! Bırakın balıklar dogal büyüsün domates kokusunu alarak yensin .bu çalışmalar dogal dengeyi bozar.birçok olumsuzlugu da beraberinde getirir.sabretmeyi ögrenmeliyiz somon baligi iki haftada degil de üç ayda buyusun ne var bunda :-/
YanıtlaSildünyada 8 milyar insan var dostum
SilPeki gec buyuyunce ihtiyaçları karşılamıyorsa ne yapmalıyız?
YanıtlaSilZaten yapilan çalişmalar insanlarin ihtiyaçlarini karşilamak içindir.bu çalışmalar devam etmeli.insanlara vereceği zararları en aza indirgeyecek çalişmalar yapılmali...
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil