Peki evlerimizde kullandığımız suların bize ulaşmadan önce hangi aşamalardan geçtiğini biliyor musunuz?
BİYOTEKNOLOJİK GELİŞMELER
3 Mart 2015 Salı
ROA BİYOTEKNOLOJİ İLE TOPRAKSIZ ÇİLEK ÜRETİMİ
ROA, içerisinde ROA9223 adlı faydalı bakteriyi ihtiva eden, %100 organik bir preparattır.
ROA, tarımsal üretimin tüm türlerinde ve aşamalarında, hayvancılıkta kritik öneme haiz alt segmentlerde , toplu yaşam alanlarındaki zararlılarla mücadelede, her türlü su dezenfektasyonlarında ve günlük hayatın daha birçok alanında kesin etkinlikle kullanılır. İnsanlara, sıcak kanlı hayvanlara, arılar ve diğer faydalı böceklere, topraktaki yararlı mikro organizmalara hiçbir toksik etki yapmaz. Aksine, bu canlıların yaşamına ve ekolojik dengenin korunmasına en büyük katkıyı sağlar. İnsanlara, sıcak kanlı hayvanlara, arılar ve diğer faydalı böceklere, topraktaki yararlı mikro organizmalara hiçbir toksik etki yapmaz. Aksine, bu canlıların yaşamına ve ekolojik dengenin korunmasına en büyük katkıyı sağlar.
ROA, tarımsal üretimin tüm türlerinde ve aşamalarında, hayvancılıkta kritik öneme haiz alt segmentlerde , toplu yaşam alanlarındaki zararlılarla mücadelede, her türlü su dezenfektasyonlarında ve günlük hayatın daha birçok alanında kesin etkinlikle kullanılır. İnsanlara, sıcak kanlı hayvanlara, arılar ve diğer faydalı böceklere, topraktaki yararlı mikro organizmalara hiçbir toksik etki yapmaz. Aksine, bu canlıların yaşamına ve ekolojik dengenin korunmasına en büyük katkıyı sağlar. İnsanlara, sıcak kanlı hayvanlara, arılar ve diğer faydalı böceklere, topraktaki yararlı mikro organizmalara hiçbir toksik etki yapmaz. Aksine, bu canlıların yaşamına ve ekolojik dengenin korunmasına en büyük katkıyı sağlar.
http://www.topraksizcilek.com/
http://www.roabiyoteknoloji.com/topraksiz-tarim
GIDA SEKTÖRÜ BİLİMİ NASIL KULLANIYOR?
Hazır gıda endüstrisi, ürettiklerini daha fazla tüketmemiz için bilimin tüm imkanlarını kullanıyor. Bu videoda, işlenmiş gıdaları cazip hale getirmek için yapılan bilimsel çalışmalar anlatılıyor. Gıda endüstrisinin yağ, şeker ve tuz üçlemesini kullanarak tasarladığı mühendislik ürünleri (bunlara gıda demekte zorlanıyorum) insanlarda yeme bağımlılığı denilen hastalığa neden oluyor.
GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ SUNİ TAVUKLAR
Yapay fabrika tavukları... İşte bakın tavuk diye neler yediriyorlar bize... 35 günde kesilenler tavuk mu? şişirilmiş, doldurulmuş civciv lermi?
Her canlının, kendine özgü gen dizilişlerinin oluşturduğu bir kalıtsal yapısı vardır. Canlı yaşamına ait bütün bilgiler, genler şeklinde dizilerek; DNA yapısında yer almaktadır. Biyoteknolojik yöntemlerle, kendi türü dışındaki bir türden gen aktarılarak, belirli özellikleri değiştirilen bitki- hayvan ya da mikro organizmalara, "transgenik" ya da "genetiği değiştirilmiş organizma"(GDO) adı verilmektedir.
Gen teknolojisi ile DNA içine, bir yabancı gen yerleştirilir. Yerleştirilen bu gen dizilimi, ilgisi olmayan başka tür bir bitkiden hatta hayvan veya mikroorganizmadan gelir. Aktarılan gen parçasına, transgen adı verilmektedir. Bu teknoloji de; "gen teknolojisi" veya "biyoteknoloji", bazen de "rekombinant DNA teknolojisi" veya "genetik mühendisliği" olarak adlandırılmaktadır.
Kullanılan ilaç ve gübreler, canlıların bağışıklık sistemini de etkileyen sağlık problemlerine de yol açtı. Artık yeni çözümlere gereksinim vardı. Dıştan müdahale başarısız olunca, canlıların genleri ile oynanmaya başlandı. Gen aktarımı yoluyla yabani otlar, zararlı böcek ve hastalıklara dayanıklı ürünler elde edilmeye çalışıldı. Ve böylece insanoğlu, genleriyle oynanmış gıdalarla tanıştı.
GDO'lu Tavuklar: Nasıl Tavuk ?
"Çiftlik hayvanları içinde, benim bizzat çalıştığım tavuklar büyük bir değişime uğradılar. 'Sinmorfozis' dediğimiz, doğadaki bütün canlıların belirli bir oranı vardır. Yani hepsinin kalbi, akciğeri, karaciğeri, bedenindeki parçalar bir denge içindedir. Bir 'broiler'(et tavuğu), 42 günde 2,3 kg.'a ulaşıyor, göğüs etleri ve butları gelişiyor, ancak kalbi, ilkel bir tavuğunki gibi. Bu zavallı kalp, günde 300-400 kere atarak kanı pompalıyor, akciğerler de küçük, 42 günlük 'Broiler'da kalp ve akciğer basıncı, tıpkı 80 yaşında şişman bir insanın durumuna düşüyor.
"Karında sular toplanıyor. Bunu yaşatabilmek için oksijen vermek gerekiyor. Bu hayvanların bağışıklık sistemleri, kâğıt gibi olmuş. Ayağını ıslatsanız koli enfeksiyonuna yakalanıyor. Hiç hastalık yapmayan şeyler, şimdi bunlarda hastalık oluyor. Bir hayvan 17 haftalık yaşa gelene kadar 17 kere aşı oluyor, yani 20 haftada 17 defa aşı oluyor. Civciv geldiğinde, sandıkta ilâç geliyor. Şimdi bunlar gözlem altında. Amerika'da veteriner fakültelerinde, 'Food Animal Medicine' diye bir dal ortaya çıktı. Hayvana sağlıklı yaşam koşullarını da vermek gerekir."
GEN TERAPİSİYLE PARKİNSONA ELVEDA..
Gen terapisi parkinson vakalarında iyileştirici rol oynuyor. New York Presbyterian Hastanesi beyin cerrahı Micheal Kaplitt önderliğindeki araştırma ekibi tarafınca test edilen terapilerde 6 ay içinde iyileşme gözlendiği belirtildi. Parkinsonlu hastaların beynine verilen GAMA kimyasalları sayesinde oluşturulan aktivite ile terapi, hasta beynindeki miyonlarca geni harekeyte geçiriyor. Bu da daha fazla GAMA üretilmesine yardımcı oluyor.
REKOMBİNANT DNA TEKNOLOJİSİ
Rekombinant DNA teknolojisinin esası çalışılan organizmadan alınan bir DNA parçasının (bakteri plazmidleri gibi) kendisi çoğalabilen bir taşıyıcı DNA (vektör) içine entegre edilmesidir. Vektör DNA'sı ve içine eklenen DNA parçasının oluşturduğu yeni DNA molekülüne rekombinant DNA veya kimerik DNA adı verilmektedir.
Bu alanda yapılan işlemler, kısaca genlerin herhangi bir organizmadan alınarak üretilmesi (klonlama) ve üretilen genlerin gerek temel, gerekse uygulamalı araştırmalar için kullanıması olarak özetlenebilir. Bu teknoloji bugün temel bilimler, tıp, endüstri, hayvancılık, ziraat, çevre mühendisliği gibi alanlarda yaygın bir biçimde kullanılmaya başlamıştır.
KLONLAMA
Dolly (5 Temmuz 1996 – 14 Şubat 2003), tıp tarihinde, bir yetişkinden alınan gövde hücresi ile klonlanan ilk memeli olma niteliği taşıyan koyun. Klonlama İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’ne bağlı Roslin Enstitüsü’nde gerçekleştirilmiş ve Dolly burada 6 yaşına kadar yaşamıştır.[1] Doğumu, 1997 şubatında kamuoyuna duyurulmuştur.
Koyunlar 11 ile 12 yıl arasında yaşayabilirler. Dolly’nin erken ölümü klonlama ile ilgili midir diye düşündürüyor, çünkü hücresi alınan koyun yaşlı idi. Ama Dolly normal yaşamı süresince yavrular da doğurmuştur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)